4 Haziran 2017 Pazar

C Vitamini (Askorbik asit)


C Vitamini (Askorbik asit): 1500 yıllarından sonra uzun seferlere çıkan Avrupalı denizcilerde skorbüt
hastalığı görülmüş ve bu yüzden çoğu ölmüştür. Bilgisizce beslenmeden ileri gelen bu hastalığın
tedâvisini Avrupalılar 1753 yılında yapabildiler.
J.Kind Lind, skorbütlü 12 hastayı gruplara ayırarak her bir grubu çeşitli gıdâlarla besledi. Limon ve
portakal suyu verdiği hastaların hızla iyileştiğini gördü. Bundan sonra uzun seferlere çıkan denizciler
uğradıkları limanlardan yeşil sebze ve limon ve meyveler alarak yollarına devam ettiler ve bunun
sonucu olarak da skorbüte rastlanmadı. On dokuzuncu asırda, hızlı sanâyileşme ve ekonomik
dengesizlik ve bunun sonucu olarak sefâlet Avrupa’da yine skorbüt hastalığının ortaya çıkmasına
sebep oldu. Çünkü beslenme zayıflamıştı. Bunun üzerine tekrar deneyler ve araştırmalar başladı.
Holst ve Frönchlich 1907’de tesâdüf eseri deney hayvanı olarak kobay seçtiler. Eğer başka bir hayvan
seçselerdi sonuca varamazlardı. Çünkü kobay da insan gibi C vitaminini kendisi sentez edemeyen
mahlûklardandı. Bu araştırmacılar bâzı denemelerde kobaylarda skorbüte benzer hastalık meydana
getirebildiler. 1932 yılında ABD’den Glen King skorbüte sebep olan C vitamini denen faktörün askorbik
asit olduğunu buldu. Askorbik asitse limondan ve böbrek üstü kapsüllerinden 1928 yılında elde
edilmişti. Fakat elde eden bunun C vitamini olduğunu düşünememişti.
Özellikleri: Kapalı formülü C6H8O6 olup, molekül ağırlığı 176’dır. 190-192°C’de bozunarak erir. Tadı
limon gibi ekşidir. Optikçe aktif olup, suda spesifik çevirmesi (μ)D20= 23°dir. Alkolde ve suda çözünür.
Yağda ve birçok organik çözücüde çözünmez. Endiol grubuna sâhip olduğu için kuvvetli indirgendir.
Kolayca yükseltgenebilir ve bunun sonucu teşekkül eden dehidroaskorbik asit gene kolayca
indirgenebilir. Bundan dolayıdır ki dehidroaskorbik asit (C6H6O6) de C vitamini vazifesini görür. Kuru
halde oldukça dayanıklı, ışıkta yavaş yavaş esmerleşir. Asitli çözeltileri dayanıklıdır. Oksijensiz
ortamda ısıya dayanıklıdır. Eser miktardaki bakır ve gümüş çabuk parçalanmasına sebep olur. Pişirilen
besinlerde C vitamini azalır. Zedelenerek kesilen meyvelerdeki C vitamini hemen bozulmaya başlar.
Teneke kutularda saklanan, meyve sularındaki C vitamini, plastik şişelere nispetle çok daha iyi
korunmaktadır.
Eksikliği: İnsan, kobay ve maymun dışındaki hayvan ve bitkiler C vitaminini kendileri sentez eder. Bu
yüzden, insanların bu vitamini dışardan almaları gerekir. Kandaki C vitamini miktarı 0,1 mg/dl olduğu
zaman skorbüt denilen hastalık meydana gelir Az eksikliğinde skorbüt ortaya çıkmadan önce halsizlik,
kemik ağrıları, enfeksiyonlara eğilim ve gözden geçen belirtileri olabilir. Skorbüt başladığı zaman
deride peteşi ve eskimoz tarzında kanamalar, diş etlerinde şişme ve kanamalar, idrar ve mîde barsak
kanalında kanamalar meydana gelir. Deri kaba ve kuru bir hal alır. Kemik büyümesi durur ve kemik
mineralini kaybeder. Çocuklarda C vitamini eksikliğinde dişlerde dentin hâsıl olmadığı için dentin
gözenekli sünger gibi bir hal alır ve dişler dökülür. Demir emilmesi bozulduğundan kansızlığa sebep
olur. Ateş olabilir ve iltihaplanmaya meyil artar ve yaralar iyileşmez. İyi beslenen annenin sütünde
yeteri kadar C vitamini olur. Fakat süt ve mama ile beslenen çocuklarda C vitamini eksikliği görülebilir.
Bunun sonucu bebek skorbütü gelişebilir. Skorbüt öldürücü bir hastalıktır.
Sindirimi: İnce barsaktan kolaylıkla emilir. Günde 75 mg C vitamini verilen kimselerin kanında 1 mg/dl
C vitamini bulunmuştur. C vitamini organizmada başta böbrek üstü bezleri olmak üzere birçok doku ve
organlarda yoğun olarak bulunur. Beyin, dalak, pankreas, böbrek, karaciğer, kalp kasları ve göz
merceği C vitaminince zengindir.
Karaciğer C vitamini depo eder. C vitamini idrarla atılır. Eğer kandaki seviyesi 1,4 mg/dl civârında
olursa, idrarda bulunan C vitamini böbrek tarafından emilir. C vitamini güçlü bir indirgeyicidir.
Canlılardaki önemli rolü de bu özelliğinden gelmektedir. Koenzim görevi almaz. Destek dokusunun
esas maddesi olan kollagen proteinin meydana gelişinde lâzım olan hidroksiprolin’in prolinden
yapılabilmesi için C vitamini gereklidir. Burada C vitamini elektron nakil vazifesini yüklenmektedir.
Trizoni amino asidin metabolizmasında gereklidir. Böbreküstü bezlerinde steroid hormonların
üretilmesinde ve salınmasında C vitamini bol miktarda tüketilir. Bu hormon üzüntü ve sıkıntılarda çok
salgılandığından bu sırada C vitamini çok lâzımdır. C vitamini barsak kanalında üç değerlikli demiri, iki
değerlikli hâle indirgeyerek kana demir geçmesini kolaylaştırır. Besinlerde folik asidin dayanıklılığını
arttırır. E vitamininin, antioksidan vazifesini yapmasında, yardımcı olur. Antioksidan özelliğe sâhip olan
C vitamininin, nitritlerin sebep olduğu kanseri önlediği bildirilmiştir.
C vitamini skorbüt hastalığında âcil bir tedâvidir. Yalnız yaşayanlarda, bebeğiyle ilgilenmeyen âilelerin
bebeklerinde, bira, şarap gibi alkollü içkileri kullananlarda görülen bu hastalık memleketimizde
görülmemektedir.
Bebeklere ikinci haftanın sonunda günde bir çay kaşığı portakal suyu vermek iyi olur. Bu günlük miktar
her hafta bir çay kaşığı arttırılır. Skorbüt için günde 4 defâ 250 mg C vitaminini ağızdan bir hafta
vermek yeterlidir. Çocuk skorbütleri için günde 150-200 mg C vitamini yeterlidir. İyileşmeyen yaralar ve
ameliyat sonrası birkaç gün C vitamini vermek gerekir. Ülser tedâvisinde kullanılan H2 Reseptör
Antagonish denilen Cimetidin, Ranitidin, Famotidin gibi ilâçlar uzun süre kullanılırsa, mîde
salgılamasını durdurduğundan mîdede kanser yapan nitritlerin belirme ihtimâli vardır. Bu açıdan bu
hastaların antioksidan olarak C vitamini almaları gerekir. Soğuk algınlığı, grip ve anjin gibi
hastalıklarda günde bir gram C vitamini tavsiye edilmektedir. Fakat bunun nasıl bir etkisinin olduğu
kat’i olarak bilinmemektedir. İlim adamlarının genel kanaati, nezle, grip ve anjin salgınında, önceden
alınan C vitamininin, vücûdun bunlara karşı dirençli olmasına sebep olduğu yönündedir. Bu maksatla
günde 500-1000 mg C vitamini verilebilir. Yalnız C vitamini alımını birden kesmemek gerekir. Bâzı
araştırmacılar tarafından, Streptokokun sebep olduğu akut eklem romatizmasının C vitaminiyle belli
ölçülerde önlendiği ileri sürülmektedir. Fazlaca alınan C vitamininin ateroskleroza ve iskemik kalp
hastalığına karşı koruyucu etkisinin olduğunu gösteren bâzı çalışmalar vardır. C vitamininin kanserden
koruması günümüzün münâkaşa konusudur. A, E ve C vitaminlerinin kanserden koruduğuna dâir
oldukça çok sayıda yayınlar yapılmaktadır. Kanser yapıcı nitritlere karşı C vitamininin hayvanı
koruduğu tecrübelerle ortaya konmuştur. İnsanda, bilhassa meme kanserinde tedâvi maksadıyla
kullanıldığında iyi sonuçlar alındığı ileri sürülmektedir. Yüksek dozdaki C vitamininin kansere iyi geldiği
tam ispatlanamamış durumdadır. C vitamini eksikliği îtiyâdi düşüklüğe sebep oluyorsa C vitamini
vermek gerekir. Mani-depresyon hastalarına yüksek dozdaki C vitamininin faydalı olduğu
savunulmuştur. Tedâvi maksadıyla uzun süre ve çok miktarda C vitamini alınması böbrekte kalsiyum
oksalatın çökmesine, yâni kalsiyum oksalat terkipli böbrek kum ve taşlarının teşekkülüne yol açabilir.
Günlük ihtiyaç ve kaynakları: Birleşmiş Milletler FAO ve WHO teşkilâtlarının ortak komisyonunun
günlük miktar olarak tavsiyeleri şöyledir:
12 yaşının altında ................................ 20 mg
13 yaş ve daha büyükler ...................... 30 mg
Hâmile kadınlar .................................... 50 mg
Emziren kadınlar .................................. 50 mg
Bütün tâze meyve ve suları (özellikle limon, greyfrut, portakal, mandalina, kuşburnu) C vitaminince en
zengin kaynaklardır. İçlerindeki C vitamini miktarı, yetiştiği yere göre hattâ ağaçtan ağaca
değişmektedir. Yeşil yapraklı sebzeler de oldukça iyi kaynaklardır. Pişirilirken önemli miktarda
kaybolur. Bu yüzden tâze ve çiğ olarak yenilenlerden istifade etmek daha kolaydır (maydanoz, tâze ve
kuru soğan, marul gibi). Pişirilecek tâze sebzeler, iyice kaynatılarak oksijenini kaybetmiş suya birden
atılarak haşlanırsa C vitamininin % 50’si korunabilir. Beklemiş sebze ve meyveler C vitaminlerini
önemli ölçüde kaybetmiş olur. Gıdâların kesilen yüzeyleri hava ile temas ettikçe C vitaminini
kaybederler. Sebzeleri doğradıktan sonra yıkamak C vitamini kaybına sebep olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gebelikte beslenme

Gebelikte beslenme: Gebelikte beslenme, doğacak çocuğun sıhhati bakımından önemlidir. Her şeyden önce, beslenmenin her çeşit besini ye...