Zekâ geriliği: Çocukluk çağlarının en sık görülen rûhî şikâyet konusu, zekâ geriliğidir. Dünyâ Sağlık
Teşkilâtı bunu, “zihin kâbiliyetlerinin eksik veya yetersiz gelişmesi” diye târif etmektedir.
Zekâ geriliğinin sebepleri:
1. İrsî (soyaçekim) zekâ gerilikleri: Hafif derecedeki zekâ geriliklerinin büyük bir kısmını bu grup
meydana getirir. Anne ve babanın geri zekalı olması hâlinde çocuk da geri zekâlı olabilecektir.
Alkolizm, toksikomani, aşırı yaşlılık buna etken olabilir.
2. Gebelik sırasında annenin ve bebeğin karşılaştığı tehlikeler, önemli birer sebep sayılabilir: Çocuğu
düşürme denemeleri, özellikle hâmileliğin ilk üç ayında annenin kızamıkçık, çiçek, toksopalsmosis,
kabakulak, kızamık, çocuk felci, su çiçeği, mikrobik sarılık, grip, boğmaca, tifüs, kızıl, sıtma geçirmesi
gibi. Bu hastalıklardan birine yakalanan kadının, doğacak çocuğunun muhakkak geri zekâlı olması söz
konusu değildir. Gebelikte röntgen çektirme, sigara ve alkol kullanma yine zekâ geriliğine sebep
olabilir.
3. Doğum sırasında çocuğun beyninin zedelenmesi, beynin oksijensiz kalması yine önemli
sebeplerdendir.
4. Dört-beş yaşına kadar beyin ve sinir sistemi hızlı bir olgunlaşma (tekâmül) hâlindedir. Bu
olgunlaşmayı engelleyen sebepler (enfeksiyonlar, kafa travmaları ve zehirlenmeler), zekâ gelişiminin
duraklamasına veya aksamasına yol açabilirler. Beynin, daha çok virüs adı verilen mikroplarla ortaya
çıkan, ansefalit dediğimiz iltihâbî hastalığında hayâtî tehlikeleri olabilir. Hastalığı atlatanların bir
çoğunda zekâ geriliği görülür. Küçük yaşlardaki boğmaca diğer bir sebeptir. Menenjit, ciddî kafa
darbeleri, ağır orta kulak iltihapları, beyni etkileyen zehirlenmeler zekâ geriliğine yol açabilirler.
5. Beynin gelişmesini doğuştan veya erken çocukluk çağında engelleyen mühim sebeplerden biri de
kafatasının yapı anormallikleridir. Mikrosefali (küçük beyin) bunun tipik örneğidir. Kafa içi sıvılarının
basınç artması sonucu başın büyümesi ve gelişmekte olan beynin sıkışması şeklinde meydana gelen,
hidrosefali denen hastalıkta zekâ geriliği oldukça sıktır. Bütün bunların dışında, kromozom
anormallikleri yine irsî (soyaçekim) bir başka zekâ geriliği sebebidir. Mongolismus denen, Moğol ırkını
andıran çocuklar, geri zekâlıların önemli bir kısmını meydana getirirler. Zekâları hafif veya orta
derecede geridir. Normalde 46 olan kromozom sayısı 1 artarak 47 olmuştur. Daha çok ileri yaşlarda
doğum yapan annelerin çocukları arasında da rastlanır.
Zekâ geriliğinin sıralanması: Zekâ gerilikleri, zekâ bölümlerine göre şu şekilde sıralanır:
IQ’su 0-25 olanlar ağır geridir (idio): Bütün zekâ faaliyetleri hemen hemen yok gibidir. Buna ilâveten
birtakım bedenî gelişme kusurları da vardır. Kurumlarca korunması gerekir. Bâzı basit alışkanlıkları
bile kazandırmak mümkün değildir. Bâzıları birkaç cümleyle konuşma öğrenebilir. Büyük kısmı
konuşmaz. Çoğu tuvalet, beslenme alışkanlıkları kazanamaz. Büyük bir kısmında yürüme bile
gelişemez. Çoğu erken yaşta ölür.
IQ’su 26-50 arası olanlar orta geridir (embesil): Normal bir çocuğun kâbiliyetinin yaklaşık en fazla
yarısı kadar kâbiliyeti gelişeceğinden, konuşmaları ve sosyal intibakları daha sınırlı ve geç olacaktır.
Çok az bir kısmı 10-12 yaşından sonra basit okuma yazma öğrenebilir. Kelime hazineleri kıttır. Günlük
yaşantıları için gerekli olan basit uyum ve alışkanlıkları kazanabilirler. Fazla sorumluluk taşımayan
basit el zanaatlerinde veya tarla-bahçe işlerinde 13-14 yaşından îtibâren çırak niteliğinde
çalıştırılırlarsa, işe uyum sağlayabilirler. Esâsen en doğru yol da budur. Çevrelerince geri oldukları
kolayca fark edildiklerinden, alay konusu edilmemeleri, bilakis korunmaları, desteklenmeleri gerekir.
IQ’su 51-75 arası olanlar hafif geridir (debil): Zorlukla da olsa ilkokul öğretimine başlayabilirler, bir
kısmı okulu bitirebilir, bir kısmı ise okula hiç devam edemez. Bu seviyedeki gerilerin kendine mahsus,
hafif ve yavaş ilerleyen eğitim programı çerçevesinde, özel alt sınıflarda eğitim görmeleri gereklidir.
Büyük şehirlerimizin bâzı ilkokullarında böyle sınıflar vardır. Bu çocuklarda dikkat, muhâkeme, hâfıza,
irâde zayıf gelişir. Fikir üretimi kıttır. Heyecanları değişken olup, telkine kolayca yatkın olduklarından
gençlik ve yetişkinlik yaşlarında kolayca suça yönelebilirler, şaka kaldırmazlar. Geri oldukları kolayca
fark edilemez, uyumsuzlukları terbiyesizlik sayılabilir. Yetişkin çağa vardıklarında 11-12 yaşındaki bir
çocuğun zekâsına sâhip olabilirler.
IQ’su 76-90 arası olanlar sınır zekâlıdırlar: Normalle geri arasındaki kişilerdir.
Zekâ geriliğinin oranları: Bu bölümlenmeye göre, zekâ bölümü (IQ) 75’ten aşağı olan çocuklar geri
zekâlı sayılır. Bunların çocuk kesimindeki oranı % 3 dolayındadır. Sınır zekâlılar ise % 10-15
arasındadır. Zekâ bölümü 90’ın üstünde olanlar normal zekâlılardır. Bütün geri zekâlıların yaklaşık %
75’i hafif, % 20’si orta, % 5’i ağır gerilerdir.
Zekâ geriliğinde tedâvi: Şâyet bir çocukta zekâ geriliği ortaya çıkmışsa, bunun giderilerek tedâvisi
mümkün değildir. Burada esas tedâvi, mevcut zekâ kâbiliyeti ile en yüksek verimde, çocuğun
aktivitesini ve topluma uyumunu sağlayabilmek, mümkün olan seviyede öğretimini sürdürebilmektir.
Yâni eğitimini yapmaktır. Psikomotor eğitim (yürüme, denge, koşma hareketleri, ince el becerileri)
önceleri önemlidir. Konuşma eğitimi özel bir yer tutar. Ayrıca günlük hayatta gerekli olan bilgiler ve
alışkanlıkların (beslenme, tuvalet, tehlikelerden sakınma gibi) kazandırılması gerekir. Bu
uygulamalarda müsbet davranış ve fiilleri teşvik, tasdik etme ve mükâfatlandırma, daha sonra da
tekrarlayarak pekiştirme başlıca prensiptir. Menfi davranışlar engellenmeli ve doğrusu öğretilmelidir.
Âile ile de işbirliği yapılarak, evdeki yaşayışın da tedâvinin paralelinde tesirini sağlamak gereklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder