4 Haziran 2017 Pazar

Yeni Doğan Bebekte Hastalıklar


Yeni Doğan Bebekte Hastalıklar
a) Hastalık işâretleri: Bebek ne kadar küçükse hastalığa yakalanması da o kadar kolaydır.
Anne-babanın buradaki görevi çocuğundaki hastalığı başında fark edebilmektir. Ayrıca belirtilerin
hangisinin önemli, hangisinin önemsiz olduğunu da, anne-baba ayırabilmelidir. Yeni doğanda
rastlanan hastalık belirtileri özet olarak şunlardır: Sık nefes alma, solunum güçlüğü, nefes tutma,
morarma, ağızdan köpük gelmesi, karında aşırı gerginlik, doğumdan sonraki ilk 48 saatte dışkı
yapmaması, aşırı kusma, havâle geçirmesi, vücut harâretinin çok yüksek veya düşük olması, bir
bacağın ötekinden daha kısa görünmesi.
b) Bebeğin rahatsızlıkları: İlk ortaya çıkacak olaylar doğumdaki zorlanmaya ve mâruz kalınan güce
karşı meydana gelmiş olan durumlardır. Bunların en önemlileri kemiklerdeki kırıklar, boyunda duruş
bozukluğu, sinir felçleri ve kafa içi kanamaları olarak söylenebilir.
Doğuştan iskelet sistemi hastalıkları da bebeklerde üzerine eğilinmesi gereken rahatsızlıklardır.Çünkü
erken dönemde tedâvi edilmemesi hâlinde bâriz sakatlıklar meydana getiren durumlardır. Bunlardan
en önemlisi ve en sık rastlanılanı doğumdan olan kalça çıkığıdır. Doğumdan kalça çıkığı yeni doğan
dönemindeyken mutlaka teşhis konulması gereken hastalıklardandır. 1000 bebekten birinde bu
rahatsızlık görülür. Hastalık kalça eklemindeki oyuğa bacak kemiği başının tam girmemesi sonucu
meydana gelir. Doğuştan kalça çıkığı tam veya kısmî olup hastalığın sebebi kesin olarak bilinmez.
Kalça çıkığı olan bir çocuğun çıkık taraftaki bacağı kısadır. Ayak dışa dönüktür. İki taraftaki bacak deri
kıvrımlarının hizâsı farklıdır. Çocuk yürüyorsa, topallama vardır. Kalça çıkığı teşhisi konulan yeni
doğan bebeklere atel uygulanır ve bacaklar 90 derecelik pozisyonda tesbit edilir. Genellikle 6 aydan
uzun sürede iyileşme sağlanır.
c) Kan uyuşmazlığına bağlı sarılıklar: İki tip olan kan uyuşmazlıklarından bebek için esas tehlikeli
olan “Rh uyuşmazlığı”dır. Anne-baba arasında Rh uyuşmazlığı olması durumunda ilk doğan çocuk
normal olabilir. Sonrakiler ise anne karnında ölebilir; doğduktan sonra ilerleyici sarılık ve kansızlık
ortaya çıkabilir. Sarılığın sebebi çocuğun parçalanan alyuvarlarından ortaya çıkan ve beyni için çok
zararlı olabilen “bilirübin” maddesidir. Aralarında Rh uyuşmazlığı varsa, yâni annenin kan grubu Rh(-),
babanınki Rh(+) ise gebelik müddetince doktor tarafından annenin sık sık kontrolü yapılmalı ve doğum
mutlakâ bir hastânede olmalıdır. Anne Rh(-) ve doğan bebek de Rh(+) ise ilk 72 saat içinde anneye
“Rhogam” adıyla bilinen ilâç yapılmalıdır. Böylece ikinci çocuktaki sarılık tehlikesi ortadan kalkacaktır.
Yeni doğan sarılıkların tehlikesi kanda yükselen bilirübinin beyinde belli odaklarda toplanmasıdır.
“Kernikterus” denilen bu durum çocukta çeşitli bozukluklara sebeb olur ve tedâvisi olmayan (geriye
dönemeyen) bir haldir. Bu durum başlıca zekâ geriliği, oturamama, yürüyememe, konuşma ve duyu
kusurları ile kendini gösterir.
Kan uyuşmazlığına bağlı sarılığın tedâvisi: Doğumdan sonraki ilk 24-36 saat içinde sararmaya
başlayan her çocuk hemen hekime gösterilmelidir. Kandaki bilirübin seviyesi belli bir yüksekliğe varırsa
âcilen çocuğun kanı değiştirilir. Kanda bilirübin seviyesi fazla yüksek değilse “fototerapi” denilen ışıkla
tedâvi metodu uygulanır.
d) Kusma: Bütün çocukluk yaşlarında sık görülen bir belirti olup, yeni doğan döneminde de değişik
sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Basit kusmalar; su ve kilo kaybına yol açmayan az miktarda
gıdâ artığının dışarı çıkarılmasıdır. Bu durum pek önemli değildir. Beslenme hatalarına bağlı kusmalar;
sütün fazla verilmesi, biberon emzik deliğinin fazla geniş olması, emerken hava yutması, çok sık
beslenen çocukta kusmaya sebeb olabilir. Bu besleme hatâlarının düzeltilmesiyle kusma durur. Hazım
kanalına âit doğuştan hatâlara (bozukluklara) bağlı kusmalar; yemek borusunun doğuştan dar olması,
yemek borusunun kısa olması, yemek borusu ile nefes borusu arasında doğuştan irtibatlı kanal olması,
barsaklara âit darlıklar, tıkanmalar, barsak boğulmaları, mîdenin on iki parmak barsağına açıldığı
kısımda darlık. Bunların tamâmı kusma sebebi olup, bebek için çok tehlikelidir. Hemen âcil teşhis ve
tedâvi gerektiren bu durumlar tedâvi edilmezlerse hayatla bağdaşmazlar. Mîdenin on iki parmak
barsağına açılan kısmındaki darlık (pilor darlığı) hâlindeki kusmalar bebek üç haftalık olunca başlar.
Kusmalar fışkırma tarzındadır ve bebek kilo alamaz olur. Tedâvisi ameliyattır. Ayrıca kusmukta safra
varsa barsakta bir darlık vardır.
Mikrobik hastalıklarda da kusmalar ortaya çıkar. Nezleden orta kulak iltihâbına ve menenjite kadar
bulaşıcı hastalıklarda kusma ortaya çıkabilir. Kusma her zaman tehlikeyi haber veren bir belirti olarak
ele alınmalıdır. Kusmuğun çocuğun ciğerlerine kaçmasını önlemek de çok mühimdir. Çünkü bu olay
başlı başına bir zâtürre sebebidir.
e) İshal: Yeni doğan ve süt çocukluğu dönemlerinde sık rastlanan bir hastalıktır. Ciddiye alınmaz ve
zamânında tedâvi edilmezse çocuğun su kaybına ve ölümüne yol açabilir. Yeni doğan çocuklarda;
beslenme hatâları, dengesiz ve fazla beslenme, sindirim sistemine giren mikroplar, çocukta doğuştan
sindirim kusurları ve enzim eksiklikleri ishale sebeb olabilir. Gaita çok sulu ve sıktır. Rengi sarı veya
yeşil olabilir. Berâberinde mama almama, kusma, karında gerginlik gibi belirtiler de bulunur. Burada
vücuttan su ve tuz kaybedilmesi en önemli olaydır. İshal olan çocuğa sulu yiyecek-içecekler bol
verilmeli ve böylece su kaybından zarar görmesi önlenmelidir.
f) Kabızlık: Yeni doğan bir bebekte doğumdan sonraki ilk 36 saat içinde “mekonyum” adını verdiğimiz
ilk dışkı çıkmaz ise; barsakta darlık, tıkanma, pankreasın doğum ile ilgili bozukluğu gibi durumlar
düşünülmeli, hemen bir hekime başvurulmalıdır.
g) Çocukta havâle: Sinir sisteminin hastalığı veya fonksiyon bozukluğu sonucu iskelet adalelerinin
kasılması ve titremesiyle kendini gösteren tabloya “havâle” adı verilir. Çocuk hastalıkları arasında en
âcil ve en korkutucu olanıdır. Yüzde, el ve ayaklarda irâde dışı titreme ve hareketlerde havâle
geçirenlerde görülür.
Yeni doğan bebekte en sık havâle yapan sebepler şunlardır: Doğumda bebeğin mâruz kaldığı yük
(travma), kan şekeri, kalsiyum ve magnezyum seviyelerinin normalden sapmış olması, ateş yüksekliği,
sinir sistemi hastalıkları. Bu sebeplerden dolayı ortaya çıkmış bir havâlede sebebe dönük tedâvi
yapılmalıdır. Ateştense, ateşi fazla yükseltmemeye çalışmalıdır. Kandaki çeşitli maddelerin seviyeleri
kontrol edilerek anormal olanlar varsa, sebeplerine yönelik tedâviye gidilmelidir.
h) Bulaşıcı çocuk hastalıkları ve korunma çâreleri: Gözle görülmeyen canlı yapıların
(mikroorganizmaların) yaptığı ve çeşitli yollarla çocuklara bulaşabilen hastalıklar, çocuk hastalıkları
içinde sayı ve önemce büyük yer tutar.
Nezle, grip, bronşit, zâtürre, anjin, kızamık, kabakulak, boğmaca ve benzeri bir kısım hastalıklar
sağlam çocuklara, hastalıklı çocukların ağızlarından öksürük, aksırık, konuşma esnâsında çıkan tükrük
damlacıkları ile geçer. Çiçek, suçiçeği, bulaşıcı deri hastalıkları temas ile çok kolay yayılırlar. Bunlar
hastaların kullandığı havlu, çamaşır, bardak gibi eşyâlarla da bulaşabilirler. Çocukları bâzı
hastalıklardan korumak için, belirli zamanlarda aşı yaptırmalıdır. (Bkz. Aşı)
Barsakların mikrobik hastalıkları ve bir kısım besin zehirlenmeleri idrar ve dışkılar vâsıtasıyla yayılır.
Bunlar kirli elle yapılan, hazırlanan yemeklerle sağlam şahıslara geçebilir. Sinekler de, üzeri açık
yiyeceklere konarak mikrop bulaştırabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gebelikte beslenme

Gebelikte beslenme: Gebelikte beslenme, doğacak çocuğun sıhhati bakımından önemlidir. Her şeyden önce, beslenmenin her çeşit besini ye...