4 Haziran 2017 Pazar

VİTAMİNLER


VİTAMİNLER;
vücuttaki biyolojik olayların normal olmasına, insan ve hayvanın dengeli gelişmesine sebep olan uzvî
(organik) maddeler. Vitaminler vücûdun yapı taşı ve enerji verici olmamakla birlikte sağlıklı bir hayat
için mutlaka besinler vâsıtasıyle dışardan alınmalıdır.
Vitamin kelimesi, sıhhata sebep olan amin mânâsında olup, ilk defâ 1911 senesinde C. Funk adlı bir
kimyâcı tarafından kullanıldı. Vitamin isminin kullanılmasından asırlar önce, protein, karbonhidrat, lipid,
mâdenler ve su dışında henüz belirlenmemiş bâzı kimyâsal maddelerin de normal beslenme için
gerekli olduğu bilinmekteydi. Meselâ, aylarca denizlerde gezen gemiciler limon ve sebze
yemediklerinden skorbüt hastalığına yakalanmışlar ve bunun tedâvisinin de limon yemekle mümkün
olduğu anlaşılmıştır. Çünkü limonda C vitamini bulunmaktadır. Diğer taraftan, yalnız kabuğu soyulmuş
pirinçle beslenen insanlarda beriberi hastalığının meydana geldiği ve bu hastalığın pirinç kabuğu ile
tedâvi edildiği bilinmekteydi. Vitamin eksikliğinin sebep olduğu hastalıklara “Avitaminoz” veya
“Hipovitaminoz” denir.
Bugün ülkemizde, belirli vitamin eksikliklerine seyrek rastlanmaktadır. Böyle eksiklikler görülen
kimselerde ya alkolizm gibi çok kötü alışkanlıklar veya sindirim bozukluğu bulunmaktadır. Teknoloji
bakımından ileri ülkelerde meydana gelen egoizm (bencillik) ve metaryalizm (maddecilik) hastalığı
yaşlanan kimselerin tek başına yaşamasına sebep olmaktadır. Böyle yaşlı kimseler de, tek yönlü hazır
yemeklerle beslendiklerinden, vitamin eksikliği görülmektedir. Ayrıca bol miktarda bira ve şarap
tüketen bu ülkelerin insanlarında vitamin eksikliğinin olması çok tabiîdir. Çünkü, alkol ince barsaktaki
emilimi bozmaktadır. Bu da birçok bakımdan vitamin alamama olayıdır. Bugünkü tıp kat’i olarak
alkolün, B2 B6 ve B12 vitaminlerinin alınmasına mâni olduğunu ortaya koymuştur. Bunların eksikliğinin
nelere sebep olduğu B2, B6, B12 vitaminleri kısmında geniş olarak anlatılmaktadır.
Ayrıca büyük şehirlerdeki yerleşim bozukluğu, insanların güneş ışını almasına mâni olduğundan D
vitamini eksikliği ortaya çıkmaktadır. Afrika ve Güney Asya insanlarında hâlen şaşılacak derecede
vitamin eksikliği bulunmaktadır.
Bütün vitaminler ya oldukları gibi veya provitamin (vitaminin önmaddesi) şeklinde bitkiler tarafından
sentez (basit maddelerden meydana getirme) edilirler. Provitaminler, vücutta vitamin hâline
dönüştürülür. Bu dönüşme ya vücûdun kendi gücüyle veyâhut dış bir kuvvet vâsıtasıyla olur. Vücut
kendine lâzım olan enzim ve hormonları kendisi yaptığı halde vitamini yapamaz. Onun içindir ki
vitaminlerin mutlaka dışardan alınması gerekiyor. İncelemeler, metabolizmanın kontrolünde,
minerallerle birlikte vitaminlerin, hormon ve enzimlerin birbirlerine bağlı olarak çalıştıklarını
göstermektedir. Vitamin etki bakımından hormonlara benzemektedir. Vitaminler az miktarda bütün
hücrelerde depolanmaktadır. Bâzıları ise önemli miktarda karaciğerde birikir. Bugün, yaklaşık 20
değişik iyi karekterize edilmiş vitamin bilinmektedir. Fakat bunlardan 14’ünün kat’i olarak gerekliliği
ispatlanmıştır. Her vitaminin ara metabolizmada kendine has bir fonksiyonu vardır ki, bu başka bir
şeyle karşılanamaz. Ayrıca bâzı vitaminler etkilerinde birbirlerine bağlıdır. Vitaminlerin yapıları
aydınlatılmadan önce vitaminleri A, B, C, K gibi büyük harflerle adlandırma alışkanlığı vardı. Bugün de
böyle devam etmektedir.
Vitaminler genel olarak et, sebze, meyve ve tahıllardan temin edilir. Sürekli olarak vitamin alınması
gerekir. Her şeyi yiyebilen bir insan için vitaminsizlik mesele değildir. Bugün birçok vitaminler sun’î
olarak, hayvan ve bitkilerden elde edilmektedir. Eczânelerde ilâç olarak satılmaktadır. Vitaminler, suda
ve yağda çözünen vitaminler şeklinde tasnif edilmektedir. A, D, E ve K vitaminleri yağda, C ve B
vitaminleri suda çözünürler. Vitaminler başlıca üç şekilde analiz edilmektedir: Kimyevî veya
fizikokimyevî, biyolojik ve mikrobiyolojik.
Vitaminlerin keşfinden sonra bunları âdetâ her derde devâ gibi aşırı kullanma meselesi ortaya
çıkmıştır. Esâsında vitaminin ilme uygun olarak kullanılması gerekir. Fakat ilim, vitamin konusunu
hâlen araştırmaktadır. Son zamanlarda, vitaminler araştırmacı tıp adamlarının dikkatini çekmeye
başlamış ve eksiklik veya fazlalıkların sebep olduğu olayların dışında, kişilerin günlük aldıkları
vitaminlerin değişik miktarlarıyla uzun süredeki sağlık durumları ve sağlık bozuklukları arasındaki
münâsebet yeniden büyük bir incelikle araştırılmaya başlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gebelikte beslenme

Gebelikte beslenme: Gebelikte beslenme, doğacak çocuğun sıhhati bakımından önemlidir. Her şeyden önce, beslenmenin her çeşit besini ye...